‘Viktor
Hugo’dan
tarafımdan
çeviri !’
HZ. MUHAMMED’İN (s.a.v.)
VEFATI !
A : SON
ZAMANLARI
Hareket
saatini iyice sezmiş gibi,
Sevecendi
herkese karşı o din sâhibi !
Dalgın ve düşünceli ! Ne bir gurur ! Ne kurum !
Geçenlere diyordu
“Aleyküm selâm” yavrum !
Sakalında
var iken sade birkaç tel beyaz !
Görülüyordu
onun çöktüğü her gün biraz !
Su içen develerin okşarken her birini !
Hatırlıyordu belki ! İlk çobanlık devrini !
Dalıyordu
bakarak uzun uzun Kâbe’ye !
Soyuyordu
eşini çırçıplak bazan ! Neye ?
HAKK’ın baş yapıtını ! Eyleyerek temâşâ,
Diyordu
‘gökte nûr var !’
‘Yerde de Hûri hâşâ !
Cenneti ! Aşk çağını ! Görmüş bir hâli vardı !
Yok
idi belleğinin ne önü ! Ne de ardı !
Kaşlar gür ! Alın açık ! Gözler zeki ! Ve derin !
Bir Nûh gibiydi ! Tatmış cilvesini kaderin !
Ağzı
dua ederdi sürekli, için için !
En
son konuşuyordu, hükmünü vermek için !
Karnına bir taş basıp pek az yemek yiyordu !
Eliyle yamadığı hırkayı giyiyordu !
Yere
bağdaş kurardı ! Tevâzu sığmaz akla !
Kendisi
uğraşırdı koyunları sağmakla !
Her ne kadar olsa da artık o ! Zayıf bir pîr !
Herkesten fazla oruç tutardı ! Çekip tekbir !
B : VEDA
Bir ateşe tutuldu tam altmış üç yaşında !
Yeniden hatmederek Kur’anı göz yaşında,
Sancağı Zeyd’e verip dedi : “Oğlum
! Göreyim !”
“Ben artık son fecrime kavuşmak
üzereyim !”
‘“Lâ ilâhe
illallah !” “Bu
ölmez !” “Öl
HAK için !”
Vardı o an gözünde bir hüznü için için,
Yuvasını terk eden ihtiyar bir kartalın !
ÂLÎ’nin koltuğunda, terler iken o alın,
Ardında bir cemaat ! Önünde yeşil sancak !
Câmiye varabildi ! Namaz vaktiydi ancak !
Dedi : “Hak RESÛL’üm
ben ! Gerçek benim her sözüm !
Başım secdede her an ! ‘“Zikir”’dir
benim özüm !”
“İnsânlığı aslına götürüp
adım adım,
Îsâ’nın
yarım kalan nûrunu tamamladım !”
Herşey fâni ! Gün batar ! Dağ toz olur ! Su akar !
İnsân
bir yağ kandili ! Sönse de ALLAH yakar !
O zaman bir şeyh dedi : ‘Ey
O HAKK’ın
habibi !
Dünyâ görünce seni, bildi sensin tabibi !
Âlemi teşrifini, bir yıldız müjdeledi !
Kâfirin sarayından üç kuleyi eledi !
Senin bir eşin yoktur, asla şu loş kürede !’
O dedi : “Şimdi
şu an semâ müzâkerede :”
“HAK, ölüm meleğiyle vaktimi
konuşuyor !”
“Saatimin akrebi 12’ye koşuyor
!”
“Şimdi dinleyin
beni !” “Kırdımsa
birinizi,
Kimin
sırtında varsa, ufak bir değnek izi,
İşte sırtım
!” Diyerek âsasını
uzattı !
“Vurun”
dedi ! “Demeyin o mübârek bir zâttı
!”
Halka doğru çevirdi o garib arkasını !
Resûl mührü görüldü ! Açınca hırkasını !
Herkesin
hıçkırıkla ! Mühürlenmişti ağzı !
Bir ihtiyar dedi : ‘Kalk
! Biz senden olduk râzı !’
‘Sen
bizden ol da râzı !’
‘Et o hakkını
helâl !’
‘Yoksa
o büyük günde !’
‘Bize gülmez,
o hilâl !’
O, acı bir düş görür gibi bunu dinledi !
Sonra
birden silkinip, dalgın dalgın inledi !
“Toprak kalırdı
beden ! Vermeseydi o feyiz !”
Dedi :‘
“ALLAHÜ EKBER !
O HAK !” “Biz
bir zerreyiz !”
‘“Davetçi”’
izin ister ! Edelim borcu eda !
ALLAH’a
ısmarladık evlâtlarım elveda !
Ve gülümser yüzünde bir titreme dolaştı !
Dudakları oynarken rûhu HAKK’a ulaştı !
*
M.H.ULUĞ
KIZILKEÇİLİ
ANKARA
– 1957
Copyright
© 2000.www.ondokuz.gen.tr
Copyright © 2001.www.ondokuzbiz.com
Copyright © 2001.www.19muhammedali.com