ALFABETİK SÖZLÜK
*
Abâ
= yünlü yakasız uzun üstlük
Abdullah
oğlu MUHEMMED = 287 = EL NÛR
Âdem
= ilk insân
Âdem
kutbu = pozitif güç çıkışı
Âdem
ve Havvâ = Arapça sayısal değeri 66 = O, Âdem sevgisidir
Adni
= RAB (İbranice)
Âh
= acı
Âhâli
= özünü bilmeyenler
Ahd
= verilen söz
Ahde
vefa = sözünü tutma
Ahid
= HAKK'a söz verme
Ahid
= sözleşme
Ahiri
= sonrası
AHMED
= Hz. MUHAMMED
Ahret
= iç âlem, öteki âlem, şeffaf âlem
Akıl
erdir = çöz
Akit
= HAK ile sözleşme
Alarga
= uzak dur
Alelâde
= basit
Âlem
= dünyâ
Alet
= araç
ÂLÎ
= en yüce, sayısal değeri 110
Al-i
Abâ = MUHAMMED ÂLÎ FÂTMA HASAN HÜSEYİN, EHL-İ BEYT
ALÎN
= Yüce Melekler
ALLAH
= sayısal değeri 66
Amentü
= inanç duâsı
Anî
= azsızın
Âr
= ayıp, utanç
Arab
= negatif resim
Arapça
‘On dokuz’ demek = Tis’at Aşer = sayısal değeri 1500
Ariyet
= borç olan
Âriyet
= ödünç varlık
ARŞ
= ALLAH’ın tahtı, RAHMÂN'ın tahtı, en üst titreşim katmanı, yüce yönetim
merkezi
Arz
= özgün dünyâ
Arz
edilmek = önerilmek
Arz
olmak = sunulmak
Asâ
= Mûsâ’nın değneği (Bel kemiği)
Asâleten
= asıl olarak
Âsî
= Hak düzene baş kaldıran
Asla
= hiçbir zaman
Aslen
= aslında
Aşka
gelmek = coşmak
ATA
= Hz.Âdem = insânın özü
Atamak
= tayin etmek
Atmak
= kovmak
Atzilut
= sabit özler âlemi (İbranice)
Av
av = Muaviye isminin kökeni
Ayân
= açık
Âyân-ı
sabite = özlerin adları
Âyet
= Kur’an sözü
Âyin
= dinsel tören
Aymaz
= kendinden habersiz
Azat
= özgür
Aziz
peder = ALLAH baba (konu durumuna göre)
Aziz
peder = papa, papaz
Azrail = Tevrat ve İncilde can alan melek , Kur'anda '"ölüm meleği"'
B
= Arapça ikinci harf ve sayısal değeri 2
B
= sessiz harftir. Sesli harf A olmadan okunamaz ! Sesi çıkmaz !
Bahane
= uydurma gerekçe
Baht
= tâlih
Bahtiyar
= mutlu
Bakare
= inek (Arapça 2. Sûrenin ismi)
Bâki
= ölümsüz
Bâkir
= annesinden doğduğu gibi
Bâkire
= kız oğlan kız
Banal
= bayağı
Basü
badel mevt = öldükten sonra dirilme
Batıl
= yanlış
Bed
= çok çirkin
Bed
sesli = çirkin sesli
Bedir
= dolunay
Belî
= Arapça 'evet'
Berat
= HAK rütbe
Beri
ol = uzak dur
Berzah
= geçit
Beş
nûr = MUHAMMED ÂLÎ FÂTMA HASAN HÜSEYİN
Beşer
= insân
Betûl
= cinsel temiz, ancak çocuk yapmak için birleşen eş, zevce , Hz.FÂTMA'nın
lâkabı
Beyan
= açıklama
Beyaz
= pozitif resim
Beytullah
= ALLAH’ın evi
Biat
= HAKK’a andı yenileme
Bidayet
= başlangıç
Bilge
= özünü bilen
Bilgin
= özünden başka şey bilen
Bin
üçyüz kırk yedi = eski takvime göre yazarın doğum tarihi
Bir
= Vâhid = sayısal değeri 19
Birader
= kardeş
Bismillâh
= İlk iki harfi B ve S
Bitab
= güçsüz
Bu
tarz = bu biçim
Buhari
= bir Hadis uzmanı
Burak
= miraç atı
Burak nam Sekine atı = mirâçtaki Burak isimli Sekine atı
Câhil
= özünü bilmeyen
Cehâlet
= bilmezlik
Cem
= birlik
Cemâl
= HAKK’ın güzel yüzü, çok güzel yüz
Cemil
cemâl = en güzel yüz
Cennet-i
âlâ = yüce cennet
Ceryan
= akım
Cibril
= Cebrail = üst akıl titreşimi
Ciğerpare
= sevgili evlât
Cihad
= kutsal savaş
Cihan
= bütün âlem
Cins
= tür
Cüdâ
= ayrı
Çıfıt
= hileci Yahudi
Dam
= iskambilde kraliçe (anne)
Dava
= sorun
Dâvud
= sayısal olarak 14
Deccal
= kıyâmet canavarı
Dede
= büyük bestekâr ‘Dede Efendi’
Dede
efendi = ünlü Türk bestecisi
Dem
= an, zaman, süreç
Demagog
= halk şakşakçısı
Demagoji
= halk şakşakçılığı
Denek = üzerinde deney yapılan kişi
Deşifre
= şifre açma
Din
gününün maliki = hesaba çekme gününün sâhibi
Dirâyet
= ustalık
Diyet
= zarar karşılığı, suç bedeli
Doğal
= Fıtri
Dört
selâm = RABB’e ilk andı yenilemek için adayın dört yöne verdiği selâm
Düş
= rüyâ
Ebâbil
= kâfir taşlayan kuş
Ebedi
ve ezeli = Sonu ve başı olmayan süreçte
Ebediyen
= sonsuzadek
Ebu
Hüreyre = ‘kedi babası’ lâkablı kişi
EBU-T-TURAB
= Toprağın babası (Hz.ÂLÎ’nin lâkabı)
Edna
= daha da yakın (Arapça)
EHLİBEYT
= MUHAMMED ÂLÎ FÂTMA HASAN HÜSEYİN
El
AZİZ-ül-HAKÎM = Hikmet sâhibi en yüce
El
Gayb = gizli olan
Elçi
= ALLAH’ın perdesi
Elem
= acı
Elest
= insânın yaratıldığı gün
Elest’ü-bi-RABB’iküm
= Ben RABB’iniz değil miyim ?
Elif
= Arapça ilk harf Türçe A ve sayısal değeri 1
Emânet
= korunmak üzere verilen şey
Emel
= şiddetli arzu
Emin
= güvenli
Emin
olmak = inanmak
Emir
= buyruk
Emir
= görevli
En
yüce er = Seyyid-ül beşer = sayısal değeri 1500
En
yüce isim = İsm-i azam
Ender
= pek az
Ennûr
= o Nûr
Er
= mert kişi
Ereksiyon
= sertleşme
Erinç
= kâlb huzuru
Es
geçmek = görmemezlikten gelmek
Esas
= aslı, öz
Essabır
= sabırlı (ALLAH'ın isimlerin biri)
Eter
= uyutucu koku
Ether
= '"ses"'i nakleden akım
Ezâ
= üzüntü, sıkıntı
Ezel
= başı olmayan zaman, zamansızlığın başı, zaman dışı
Ezelî
= başı olmayan zamana âit, zaman dışı
Fahri
Horasan = Horasan’nın övüncü Hz.Şah Pîr Hünkâr Hacı BEKTAŞ-I Velî
Fâil
= iş gören
Fakir
= bu yazar
Fâni
= geçici, ölümlü
Fantezi
= hayâl kurmak
Farz
= kesin koşul, zorunlu
Fâtih
= fetih yapan
Fâtır
= Arapça 'yaratan'
Fecir
= şafak vakti
Fesad
= bozgunculuk
Fethetmek
= ele geçirmek
Fetih
= ele geçirme, özü bulma
Feyz-i
Sübhan = ALLAH’ın hikmeti
Fezâ
= uzay
Fikir
= düşünce
Fikir
edinmek = anlam çıkarmak
Fikrinin
ardı = art düşüncesi
Fitne = bozgunculuk, kargaşa
Fıtrat
= ALLAH’la özdeş vücûd, öz, HAK yapı, öz yapı, yaratılış, yaratım,yaratım
formülü
Fıtrat
= HAK yaratım
Fıtratına
münasip = yaratıma uygun
Fıtri
hilkat = ilk yaratılış
Fuad
= kâlb gözü, kâlbdeki siyah nokta, kâlbdeki ilk hücre
Gadir
Hum = söz verilen yer adı (Hz.MUHAMMED'in Veda Haccı dönüşünde)
Gâfil
= aymaz
Gaflet
= aymazlık
Gâib
= görünmeyen âlem
Gâlib
= kazanmış
Ganimet
= savaşta ele geçen
Garb
= Batı
Gârib
= yurdundan uzak, gurbette
Gasıb
= zorla alan
Gavur
= Tanrıya ortak koşan
Gayb
= bilinmeyen, gizli gerçek âlem, görünmez âlem,öz bilgisi, rûh
Gayb
olmak = bilinmez olmak, kaybolmak
Gayri
= bundan başkası
Gazab
= öfke
Gerçek
anne = HZ.MUHAMMED s.a.v.
Gusûl
= boy abdesti
Güfte
= beste sözü
Günâh
= dinsel suç
Günâhkâr
= suçlu
Gürûh
= insânlar, topluluk, ayak takımı
Gürûh
= insânlar, topluluk, ayak takımı, aşağı sıradan insânlar
Habîb
= hakiki sevgili
Hacer-ül-esved
= Kâbedeki siyah taş
Hacet
= ihtiyaç
Hadis
= Hz.MUHAMMED’in sözü
Hadisçi
= Hz.MUHAMMED'in sözünü nakleden
Hâil
= perde
Hâin
= kötü niyetli, kalleş
Hak
= gerçek
HAK
âlem = gerçek âlem
HAK
inek = Kur'anda Bakare (2.sûrenin ismi ve içinde anlatılan inek)
Hak
vücûd = gerçek var olan
Hak
yüz = gerçek yüz
Hakeren
insân = İnsân-ı Kâmil
Hakîkî
= gerçek
Hakkıyle
müstehak = gerçekten hak etmiş
Halife
= ALLAH’ın isimlerinin yansıdığı zât, HAKK'ın temsilcisi, özünün
temsilcisi
Halife
= HAK temsilci
Halife
= kendi yerine geçen
Hâlince
= özle iletişime göre
Halk
eden = yaratan
Halk
edilmek = yaratılmak
Halk
etmek = yaratmak
Halk
olmak = yaratılmak
Halvet
= başbaşa kalma
Ham
gürûh = özünü bilmeyenler
Hamamcı
= Hamamcı oğlu lakablı ünlü Türk bestekârı
Hamd
= HAKK’ı övme, övgü
Hanif
= ALLAH’a, HAKK'a ortak koşmayan
Hanif
Din = ALLAH’a ortak koşmayan din
Harab
= bitik, yıkılmış
Harâb
= yıkılmış
Hariç
= dışında
Haşret
= topla
Haşrolmak
= öldükten sonra ayağa kalkmak, kıyâmette dirilmek
Havhav
= Muaviye adının kökeni
Havvâ
= öz insânın eşi
Havvâ
kutbu = negatif güç çıkışı
HAYDAR
= Hz.ÂLÎ’nin bir namı
Hayhuy
= boş gürültü
Hayır
= iyilik
Hayret
= şok
Hayrına
= hayır için
Haz
= keyif
Hazır
nazır = bulunup gözeten
Hazret
= (esas anlamı) yakınlık, Hakerenin başkasına naklettiği rûhu, kutsal kişi
Hazret-i
Mevlâ = ALLAH
Hazret-i
MUHAMMED = sayısal değeri 1500
Hazret-i
MUHAMMED ve ÂLÎ = sayısal değeri 1616
Hazret-i
Rahmeten-lil-âlemin = âlemlere rahmet Hz. MUHAMMED
Heder
= boşuna harcanmış
Heder
olmak = boşa gitmek, boşuna harcanmak, harcanmak
Helâk
= erime
Her
dem = her zaman
Hermafrodit
= çift cinsli (Rûhsal negatif ve pozitif güç)
Heybet
= müthiş büyüklük
Heyet
= görünüş
Heykel
= anıt
Hikmet
= iç anlam, öz, öz bilgi
Hilâl
= AY
Hilâl
= yeni ay, bayraktaki Ay
Himmet
= öz yardım
Hırka
= yünlü üst giysi
His
= duygu
Hitab
= sesleniş, seslenme
Hitab
etmek = değinmek, seslenmek
Hıyanet
= sözünü tutmamak
Hızır
= Hz.İlyas’ın gizli kimliği, Hakeren
Hû
= O (ALLAH)
Hûri
= cenneteki güzel kız
Huruç
= dışarı çıkma
Hutbe
= Cuma konuşması
Hutha
Şedreh = omurilik (İbranice)
Hüdhüd
= bir kuş ismi
Hünkâr
= Hz.Pîr Hünkâr Hacı BEKTAŞ-I VELÎ
Hüsün
= güzel
Hüznî
= üzgün
Hüzünlü
= mahsun, boynu bükük, ‘Hüznî’ ismimin Türkçesi
Hz.FÂTMA
= Hz.MUHAMMED’in ALLAH’ın emriyle hırkası altına aldığı kızı
Hz.Mehdi’nin
iniş günü = yevm-i nuzül-u Hazret-i Mehdi = sayısal değeri 1616
İbâdet
= tapma
İblîs
= HAKK’a ilk baş kaldıran, baş şeytan, şeytanların başkanının adı
İdiot
= anadan doğma aptal
İfrît
= cin ereni
İhânet
= kötülük yapma, haksızlık
İhlâs
= ortaksız ALLAH inancı
İhsân
= armağan, hediye
İhtar
= uyarı
İhtilâl
= darbe
İhtiyari
= kendi elinde
İhya
et = dirilt
İkram
= ağırlama
İkrâr
= HAKK'a söz
İkrâr
vermek = kabûl etmek
İl
= belde
İlâh
= Tanrı
İlâhi
= Tanrısal
İlân-ı
aşk = aşk ilân etmek
İlk
Âdem = öz insane
İlk
emin ev = Kâbe
İllâllah
= ALLAH'tan başka
İltihak
etmek = katılmak
İltimas
= kayırma
İMÂM
HÜSEYN = sayısal değeri 210
İmân
= gerçek inanç
İmân
= gerçek inanç, öz inanç
İmâr
= inşâ
İmkân
= olanak
İmlâ
= yazım
İmtihan
= sınav
İnad
= direnme
İncil
= Hrîstiyanların kitabı
İnfaz
= uygulama
İnfaz
etmek = yerine getirmek
İnkâr
= kabûl etmemek, red
İnkâr
etmek = kabûl etmemek
İnsânoğlu
= İncilde Hz.Îsâ’nın unvanı
İntikam
= öç
İpofiz
= beyinde bir salgı bezi
İrâde
= özgür karar verme
İrs
= soy
İrtibat
= bağlantı
İsm-i
Celâl = en yüce isim ALLAH
İsmillâh
= ALLAH’ın ismi (ilk iki harfi A ve S harfleriyle yazılır)
İsnad
= sav
İsrafil
= dirilten melek
İstidad
= yetenek, dayanak noktası
Işıklı
= Lüsifer (Lâtince)
İt
= pis köpek
Iztırâb
= acı
İzzet
= yüce melek, yücelik
İzzet
RABB'i = RAHMÂN
Kâbe
kavseyn = iki yay arası (Arapça)
Kabili
şifâ = iyi edilebilir
Kabir
= özü açığa çıkmamış vücûd
Kâbus
= karabasan
Kader
= gelecek
Kadir
gecesi = Kâlbe rûhun indiği gece
Kâfi
= yeterli
Kâfir
= ALLAH'a HAKK’a ortak koşan
Kafiye
= Şiirde dizekurun sonunda ayni sesi veren hecelerin benzeşmesi
Kâh
= bâzen
Kâil
= inanmış
Kalû
bela cevabı = RABB’e evet cevabı
Kâr
= yarar
Kara
taş = Hacer-ül esved
Karşı
çıkmak = karşı gelmek
Kaymakam
= resmi temsilci
Kefe
= terâzi gözü
Kelâm-ı
kadim = başı olmayan zamandaki söz
Kelime-i
şehadet = ALLAH’ın birliğine tanıklık
Kerrem
Allahü veche = ALLAH, yüzünü ikrâmlı yapsın
Kevn
= âlem
Kevser
= cennet içkisi, öz bilim ikramı
Kezâ
= yine
Kibar
= nâzik
Kıdem
= öncelik
Kınamak
= ayıplamak
Kişisel
RAB = özgü RAB = kişiye özel RAB = kendi RABB’i
Kitab
ilmi = Kur-an’ın iç yüzü
Kıyâm
=dirilme
Kıyâm
etmek = dirilip ayağa kalkmak
Kıyâmet
demi = dirilme günü
Kızıl
kuşak = Sovyet kominizmi
Kızoğlankız
vâle = evlât (tüysüz genç)
Kudüs
= ilk kıble
Kutub
= Âlemi yöneten eren, zamanın en büyük evliyası
Kutub
= enerji çıkış yeri
Külhan
= hamam
Kün
= ‘“OL”’ emri
Kün
= ol, yaratıcı ses gücü (Arapça Kur'anda geçen)
Kürdili
hicazkâr = Türk musıkisinde bir makam adı
Kürsü
= Alt yönetim merkezi
Lâ
ilâhe = ALLAH yok
LÂ
İLÂHE İLLALLAH = ALLAH’tan başka ALLAH yok
Lânet
okumak = küfretmek
Lânet
olsun = rahmet yüzü görmesin
Lâtif
= en soyut ince
Lâtife
= hoş şaka
Levh-i
mahfuz = gizli arşiv, arşiv deposu
Lonca
= Mason derneği
M.G.K.
= Milli Güvenlik Konseyi
Ma
= su = Arapça tersi : üm = anne, ana
Mabed
= tapınak
Mâbed
= tapınak
Mabud
= tapılan
Mahâret
= ustalık
Mahkûm
= hükümlü
Mahmûd
= övülen (Hz.MUHAMMED)
MAHMÛD
makamı = Hz.MUHAMMED’in mirâçtaki makamı
Mahşer
= kıyâmet
Mâil
= eğilimli
Makber
= kabir
Mânâ
= iç yüz, anlam
Maneviyat
= moral
Maranşah
= yılanlar şahı
Mazûn
= boynu bükük
Meâl
= anlam
Mehdi
= beklenen gizli en yüce Hakeren
Mekân
= bulunulan yer
Mel’un
= lânetli
Mele-i
âlâ = yüceler meclisi
Meleke
= yetenek
Melik
= kral
Mensûb
= üye, aza
Mensubu
= üyesi
Meryem
= Hz.Îsâ'nın annesi
Mes’ûl
= sorumlu
Mesafe
= uzaklık
Meshetmek
= dokunmak
Mesih
= Hz.Îsâ’nın unvanı, ermiş
Mevcûd
= var olan
Mevlâ
= efendi
Mihrab
= câmideki kıble, câmi duvarındaki Kâbe yönündeki oyuk
Mikail
= bir yüce melek adı
Milât
= doğum
Milli
= ulusal
Minber
= câmide vaaz kürsüsü
Miranşah
= Fazlullah'ı öldüren prensin adı
Mırnav
= kedici (!)
Misli
= benzeri
Misyon
= özel görev
Mizan
= kıyâmet, ahret terâzisi
Monoton
= tek ses
Muhakkak
= kesinlikle
MUHAMMED
RESÛLULLAH = MUHAMMED ALLAH’ın resûlü
Muhsin
= Hz.FÂTMA’nın doğmadan yitirdiği oğlunun adı
Muhtaç
= gereksinmeli
Mukabil
= karşılık
Mukayese
etmek = karşılaştırmak
Murtaza
= ALLAH’ın rızasını kazanmış (Hz.ÂLÎ'nin lâkabı)
Musevî
gürûh = Yahudiler
Mutlak
= kesinlikle,
Mülkün
sâhibi = ALLAH
Mümin
= gerçek inançlı, öz inançlı
Münker-nekir
= kabirdeki iki sorgu meleği
Münkir
= inkâr eden
Mürşîd
= yol gösterici, aydınlatan
Müsâvi
= eşit
Müsbet
ve menfi = pozitif ve negatif
Müstehak
= hak etmiş
Müzmin
= uzun zamandır yerleşmiş
Nâcî
= kurtulan
Nâib
= yerine geçen
Nâmevcûd
= yok
Nâr
= ateş
Nâra
= haykırış
Narsist
= kendine âşık
Nasib
omak = payına düşmek
Nazar
= bakış
Nazım
= şiir
Ne
gam = ne önemi var
Nebi
= HAK görevli, peygamber
Nefer
= asker
Nefis
= bencillik, bencil benlik
Nemrud
= Hz.İbrahim’i ateşe atan kral
Neşretmek
= yayımlamak
Nidâ
= seslenme
Nihâyet
= son, en sonunda
Nîmet
= karşılık
Niyaz
= yalvarma dûası
Nun
= balık
Nûr
= HAK ışık
Nûrüssemavat
= göklerin nûru
O
dem = o an
Oğlan
= cennetteki güzel genç
Olmaz
hâsıl = çıkmaz
On
iki Havari = Hz.Îsâ’nın on iki yardımcısı
On
iki İmâm = Hz.MUHAMMED’den gelen on iki Hakeren
Onun
yüzü = Vechehu (Arapça) = sayısal değeri 19
Onur
= şeref
Öz
aslın = Hanif Din
Öz
doku = fıtrat
Padişah
= Sultan
Peder
= ALLAH baba, baba, transa sokan eren
Perdelemek
= örtmek
Pervane
= ışık kelebeği
Pîr
= ihtiyar
Piyasa
= Pazar
Post
= deri
RAB
= sayısal değeri 202 = MUHAMMED ÂLÎ
RAB
= terbiyeci Tanrı RAHMÂN ve RAHÎM RABB'in iki kutbu, ALLAH ile özdeş
RABBÜLÂLEMİN
= Âlemlerin RABB’i
Radiyallah
= ALLAH ondan razı olsun
Rahim
= döl yatağı
RAHÎM
= Hz.MUHAMMED’in Kur’andaki niteliği, anne gibi seven
RAHMÂN
= ALLAH’ın RAB adı ve titreşimi, HAK olan ALLAH
RAHMÂN'a
inat = Tanrıyı kızdırmak için
RAHMÂN-İ
= Tanrısal
Rahmet
= esirgeme, iyilik, sevgi, sevgi yağmuru
Rahmeten-lil-âlemin
= Âlemlere rahmet
Râsih
= Hakeren
Redif
= dizelerin sonundaki kâfiye olmayan ek
Refref
= mirâca çıkaran melek
Rehber
= Hâdi = sayısal değeri 19
Remiz
= işâret
Resûl
= Hz.MUHAMMED s.a.v.
Resûl
= kitab getiren paygamber, Hz.MUHAMMED s.a.v.
Resûl’ün
Harunu = Hz.ÂLÎ k.v. (kerem Allahü
veçhe)
Rezil
= utanç verici
Riâyet
et = uy
Rivâyet
= söylenti
Riyâ
= İki yüzlülük
Riyâkar
= iki yüzlü
Rıza
= ALLAH’ın hoşnutluğunu kazanma (sayısal değeri 1001)
Rızık
= gıda
Rûa
= iskambilde kral (Baba)
Rûh
= kelime = selâm = yaratıcı ses
Rûhban
= din adamı
Rûhullah
= Hz.Îsâ, ALLAH'ın gönderdiği Rûh
Rûhül
emin = Cebrail
Rüyet
= gerçek vizyon
Sa’y
etmek = Hacda Safa ve Merve arasında 7 kez koşmak
Saat
işâretleri = kıyâmet alâmetleri
Sabit
= ayni yerde
Sâbit
= ayni yerde duran
Sadakat
= andını tutma
Saded
= konu
Sadık
kalmak = tutmak
Sadık
nefer = teslim olmuş asker
Sâf
= temiz kâlbli
Sâf
ten = şeffaf beden
Safra
= gereksiz yük
Sahabe
= Hz. MUHAMMED’in dostu
Sahip
çıkmak = benimsemek
Sakine
= içinde oturan hanım
Salât
= namaz denen saklı güç
Salavat
getirmek = bağlılık duâsı yapmak, duâ etmek
Sâlih
= temiz
Sâlim
kılmak = kurtarmak
Samiri
= bir puta tapıcı adı
Sayha
= haykırma , ses
Sebat
= kararlılık
Secde
= tapma
Secde
etmek = tapmak
Sefer
= yolculuk
Sefer
etmek = seyahat etmek
Sekine
= Dişi Rûh, erenden ışın, radyasyon, voltajı düşürüp rahatlatan ışın,
negatif enerji
Selâmet
= kurtuluş
Serâb
= çölde var gibi görünme olayı
Sevgi
= Arapça ‘Hub’ (sayısal değeri 10 ! Sıfırsız 1)
Sevgili
sözü özü = Hikmet-i lâfz-ı Habib = sayısal değeri 1500
Sezar
= zorba kral
Sıfat
= nitelik
Sıffin
= savaş yeri adı
Sihirlemek
= emri altına almak
Simsar
= komisyoncu
Simyacı
= gizli kimya bilgini
Sîna
= Hz.Mûsâ’nın ALLAH’la konuştuğu dağın adı
Sinmek
= yatışmak
Sır
= gizem, aynanın arkasına sürülen şey
Sır
kâtibi = gizliyi paylaşan
Sır
olmak = görünmez olmak
Sırat
= yol, ahret köprüsü
Sırat
köprüsü = tek tek geçilen hesap çizgisi
Sırat-ül
müstakim = dosdoğru yol
Sır
= gizli bilgi
Siyasî
= politikacı
Soyutlamak
= öze indirgemek
Sulh
= barış
Sun’i
= yapay
Sûr
= kıyâmet borusu
Surat
= yüz
Sûret
= görüntü, görünüm, şekil, kılık, kalıp
Sücûd
= tapma, namaz
Süleyman
mâbedi = İsrail peygamberi Hz.Süleyman’ın Kudüste yaptırdığı tapınak
Şâduman
= mutlu, sevinçli
Şah
= Evliyâlar Şahı Hz.ÂLÎ, Hakerenlerin hakanı, Ulu Hakan
Şah
= Evliyâlar Şahı Hz.ÂLÎ, Hakerenlerin hakanı, Ulu Hakan,sultan
Şahane
= son derece güzel
Şahid
= tanık
Şart
= koşul
Şayan
= lâyık
Şefaat
= affa vesile olmak
Şeffaf
= saydam
Şehadet
= tanıklık
Şehvet
= hırs, cinsel doymazlık
Şems
= güneş
Şer
= kötülük
Şerik
= ortak
Şimdiki
dem = şu an
Şirk
= ALLAH’a ortak koşma
Şive
= söyleyiş özelliği
TÂ
HÂ = Kur'andaki 20.sûrenin şifre harfleri, sayısal toplamı 14
Tabelâ
= isim levhası
Tâbir
et = yorumla
Taht
= sultan koltuğu
Talkın
= imâmın kabirde ölüye seslenmesi
Talkın
vermek = gömülen ölüye imâmın hitabı
Tapma
= secde
Tarz
= davranış
Tasdik
= kabûl
Tavaf
= Kâbe’nin etrâfını dönme
Tay
etmek = ortadan kaldırmak
Tayy-ı
mekân = yeri ortadan kaldırma
Tecelli
ettirmek = yansıtmak
Tefekkür
kıl = değerlendirme yap
Tekabül
etmek = karşılık gelmek, uymak
Tekbir
= ALLAH’a ortak koşmamak "'ALLAHÜ EKBER"'
Telkin
= tavsiye
Temas
= ilişki
Temessül
etmek = birinin benzeri olarak gelmek
Ten
= vücûd
Terâzilemek
= dengelemek
Teşhis
= hastalığın ne olduğunu bulmak
Tevhid
= HAKK’ı birleme
Tevrât
= Mûsevilerin kitabı
Toprağın
babası = Hz.ÂLÎ’nin lâkabı
Toprak
babası Hazret-i ÂLÎ = Hazret-i Ebu Turab = sayısal değeri 2020
Toprak
rahmi = toprak karnı
Topyekün
= topluca
Transa
sokulmak = kendinden geçirilmek
Tûr
dağı = Hz.Mûsâ’nın ALLAH’la konuştuğu dağ
Türab
= toprak
Ûdî
= ud çalan
Usûl
= yöntem
Ümmet
= inançlı toplum
Ün
= şöhret
Üstad
= 1.büyük usta, 2.Mason başkanı (masonik)
Vaaz
= dinsel tavsiyeler
Vaftiz
= öz ismi uyandırmak, içi arıtmak
Vahid-i
kıyasi = karşılaştırma ölçeği
Vahîm
= çok kötü
Vahiy
= ALLAH ilhamı, HAKK'ın sözü
Vâiz
= vaaz veren
Vak’a
= olay
Vâris
= mirâsçı
Vâriyet
= kendimize âit vücûd, kendinin, varlık
Vasıf
= nitelik
Vecde
düşmek = kendinden geçmek
Veçh-i
ÂLÎ = ÂLÎ’nin yüzü
Vehim
= kuruntu
Vekâleten
= emânet olarak
Velî
= HAKK dost
Vibrasyon
= titreşim
Virtüoz
= enstrüman çalmakta üstad, usta
Vizyon
= öz düş
Vuslat
= sevgiliye kavuşmak
Vücûd
= beden
Ya
fahri âlem ya Sin = âlemin övüncü olan S harfi simgeli MUHAMMED
Yâr
= dost
Yâre
= yara
Yavan
= tatsız
Yedd-i
emin = emânetçi
Yegâne
= birtek
Yemen
= Arap yarımadasının batı güney bölgesi
Yemin
= ALLAH'a and
Yorum
= tevil
Yumak
= yıkamak
Yüce
ad = İsm-i azam
Yücelik
ve ikrâm sâhibi HAK = Zülcelâli vel ikrâm = sayısal değeri
1100
Yüz
= El Vecih = sayısal değeri 45
Yüz
görümlüğü = duvak açma armağanı
Zahmet
= yorgunluk
Zâit
= gereksiz
Zâit
kılmak = boşa çıkarmak
Zâlim
= acımasız
Zaman
= süre, süreç
Zan
= sanı
ZÂT
= ALLAH’ın kökeni, çıktığı öz, ilk öz.
Zât
= şahıs, kişi
Zebân
= dil (Farsça)
Zebânî
= Cehennem bekçisi
ZEHRÂ
= Hz.FÂTMA’nın lâkabı = ‘yüzü ışıl ışıl’ demek
Zikir
= ALLAH’ı anma
Zırva
= saçma
Zirve
= tepe noktası
Zülfikâr
= Hz.ÂLÎ’nin ucu çatallı kılıcı
Zümrüd-ü
Anka = öldükçe doğan bir efsâne kuş
Zürriyet
dölü = seks ürünü
*****
BU SÖZLÜK M.H.ULUĞ KIZILKEÇİLİ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞ OLUP
SÖZLÜK LİTERATÜRÜNE BAZI ÖNEMLİ YENİ SÖZ ANLAMLARI
KAZANDIRILMIŞTIR !
*
KIYÂMETNÂME KİTABINDAKİ SÖZLÜK
DAHA FAZLA SÖZ İÇERMEKTEDİR.
*
Saygı ve sevgilerimizle,
C.H.S.
On dokuz
*
*
*
*
***Bu
sitede kullanılan eserler ile veri tabanları 'Fikir
ve Sanat Eserleri Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'
uyarınca koruma
altındadır. Bu sitede yer alan yazılar ile kamusal ve anonim olanlar dışındaki
linkler eser sahibinin izniyle yayınlanmaktadır. Bu
kitabın her hakkı yazarına aittir.
*
Copyright ©
2000.www.ondokuz.gen.tr
Copyright © 2001.www.ondokuzbiz.com
Copyright © 2001.www.19muhammedali.com