“A
S R - I S A Â D E T !!!”
Ey Hoca ! Tüm şeytanlar safta birleşik iken !
RESÛL’ün
devri
!
Her tür fesada eşik iken !
‘Asr-ı saâdet’ diye, hep översin o asrı !
Fitnenin
uyuduğu, kanlı bir beşik iken !
Sezar’ı,
evlâtlığı hançerledi
! Bu âdet !
Kardeşlerini, boğan padişahları
yâd et
!
Tüm
hâin
dostlarının
kimliğini
bilerek,
Dertli
can verdi
RESÛL !
Bu mu ‘ASR-I
SAÂDET
?’
RESÛL’ün
dört can dostu, cihar-ı yâr-i güzîn;
‘Dört halîfe’ derken ! Halkı saptırmak garezin !
HAK sâde
‘“ÂLÎ
! FÂTMA
! HASAN
! HÜSEYİN’i
!
Abâ
altına
almak
için
vermişken
izin
!
‘“Her
ümmetin
RAHMÂN’a
vardır
yol
göstereni
!”’
Diyen ALLAH ! Gönderdi en yüce HAKERENİ !
‘“Unvanı toprak”’ deyip ‘“şeytan”’ca ret ettiler !
Toprağın
babasıyken
! Yöneten
tüm
evreni !
İçilmişken ! ‘“ÂLÎ ve HAKK’a bağlılık andı !”’
‘Canlı Kur’an’ yerine ! Cansızlar Şah atandı !
‘“Âdem'e secde etmem
!”’
Âyeti belli oldu
!
‘Çıkan
fesattan’ şeytan
sevindi ! HAK utandı !
HAKK,
‘ÂLÎ’yi
halife atayın’ dedi
diye
!
Paraloları
oldu
önce :
EHLİBEYTİ, ye
!
Aç bırakılan FÂTMA ! Akciğerini kustu !
Gasb
edilen
mîrâsı, Hayberdendi hediye !
Ayşe anan ! RESÛL’ü gömdürdü bak ! Evine !
Uydurduğu
hadisten
!
Herhâlde
çok
sevine !
Gömdürmedi FÂTMA’yı babasının yanına !
Bu derece kıskançlık ! Yerin dibine ine !
O
FÂTMA
ki
! Cebrâil, ÂLÎ’ye nikâhladı !
O FÂTMA ki ! Meryem’e eşit ! Betûl’dür adı !
Ayağa kalkar idi ! Ona babası bile !
O
FÂTMA
ki
! HASAN’la HÜSEYİN’di evlâdı !
ÂLÎ’ye
kıymak için
!
Yine o seve seve,
Başkomutanlık yaptı ! Altında süslü deve !
Binlerce
insân öldü
!
Öldüremediği Zât ,
Esir alıp ‘Ana’ yı ! Soktu çıktığı eve !
*
* *
ÂLÎ, ŞAH olana dek ! Çürümüştü cemiyet !
Aynen
bugünkü
gibi
! Köşe
dönmekti
niyet
!
Köşe kapmaca ! Buldu nihayet lâyık lider !
Muaviye
baş oldu ! Ağır ödendi diyet !
Av av ! Yâni ‘HAV HAV’dır ! Muaviye hecesi !
‘“Dili
dışarı
sarkan
köpek
!”’
Geberecesi !
ÂLÎ’nin
şahâdete erdiğini duyunca,
Sevinip
dedi:‘Bugün
bence kadîr gecesi !’
Yirmi
yedi Ramazan günü
!
Çekti ziyâfet !
‘“Fesatçıya
mı
Arzda
Sen
verirsin hilâfet !”’
Suçlaması İblîsin hayretle yorumlandı !
İblîs
halîfe
oldu
! Ne tebdili kıyafet !
Kur’an
der ki :‘“Bir
zâlim
olduğu
vakit
Vâli,
Her
kültürü
yok
eder !”’
Karartır istikbâli !
Hırsını yaptı ! Kur’an yerine anayasa !
Bunda
var
! Bekir
! Ömer
! Osman’ın
! Çok
vebâli
!
O her şeyi bilene ! Sen iftira edersin !
‘Üçüne
sağken, cennet HAK müjdeledi
!’
Dersin
!!!
‘“Âdem ! Cennete girmiş iken bile kovuldu !”’
‘“Andı
!”’ Bozarsan İblîs
!
Eğer bozmazsan
!‘“Ersin !
Bu
nedenle
ALLAH der :
‘“Sınanır îmânınız !”’
Bir sırat köprüsünden ! Geçiştir her anınız !
Tavus ! Horoz ! Karga ! Kaz ! Dört kuşu kesmek gerek !
Taht ! Şehvet ! Ömür ! Yemek ! Hırsı yapar kanınız !
‘Hav
hav
!’
Yapay
düzeni
yıkıp
kurdu saltanat !
Dîn alıp satanlara ilk o gerdi kol kanat !
Ekledi birçok Câmi ! RESÛL’ün mescidine !
Halkı, HAK’la uyutup soymayı etti sanat !
Dîn
!
Siyâset
aracı
olup
yolundan
saptı
!
Kimi Sünnî ! Mızrakta Kur’an-ı bayrak yaptı !
Kimi Alevî yobaz
da
!
Aşağı kalmayıp,
HAKK aynası ÂLÎ’ye ! ALLAH diyerek taptı !
Geberirken ! Piçini, av av bak etti belâ :
Yezîd mahcûp etmedi onu
! Çıktı Kerbelâ !
HÜSEYİN’in
başını
kesince
!
Aptes
aldı,
İmâmlık
etmek
için verildiğinde selâ !
* * *
‘“Sen
kan
dökenleri
mi
yapacaksın
bir
imâm
!”’
Sorusu aydınlandı İblîs'in ! Yok istifham !
İsyandan
korkan
mel’un
için
!
Tüm
sarıklılar,
Düzdü
hadîs
ve
yorum
! Bahşişten
alıp
ilham
!
Dediler: ‘HÜSEYİN’e şehit olmakmış kader !’
‘“HAK,
kimsenin
eceli
bir
saniye
şaşmaz”’ der
!
‘On
Muharrem,
aşure
günü demek
!
Çünkü NÛH ,
Bugün
gemiden çıktı
!
Bayramda
olmaz
keder
!’
‘İsmail için gökten
yüce bir kurbân indi !’
‘Şimdi anlaşıldı, o Hazret-i HÜSEYİN’di
!’
‘Yas tutmak günâh olur, bak
kutsal Kâbe bile,
Kerbelâ
şerefine,
siyah örtü giyindi !’
* * *
Ürettiler
bu
çeşit !
Bir
sürü
kutsal
yalan
!
Kanmadı hiçbirine, ‘“and”’ına bağlı kalan !
Nasıl kansın ?
Asâdan çıkan o dev yılanla,
Bir olur mu ! Firavun denen zehirli yılan !
“Sâlih’in dişi olan devesini, der AHMED,
Öldüreni
affetmez
ALLAH
!
Kopsa kıyâmet
!”
Bu deve
! ‘Her
NEBÎ ve
HAK
dost’un
sâlih
özü
!’
Yâni sicili bozuk ümmetlere ! Yok rahmet !
Kader
!
‘Mikdâr’ demektir
! ALLAH
değildir zâlim !
‘Ölçüyü’ bilir ! Zorla kabûl ettirmez âlim !
Bak
!
Kusur işleyince, hemen kızarıp yüzün ,
Der
: ‘Yarın öbür yüzle,
ne olur benim hâlim !’
Siyah Kâbe örtüsü ! Bil ki Kadîr gecesi !
Yüz sürdüğün siyah taş da
!
Onun bilmecesi
!
Cennette
beyaz imiş
!
Yere düşmeden önce !
Âdem Babamız gibi ! Yâni ‘“Rûh”’ güvencesi !
* * *
Yerde
bir
sürü
varken
!
‘“Gökten
koç
indi
!”’
Niçin
?
RÛH,
vücûda
inince
! Boğazlandığı
için
!
Ölmedi O ! Yatıyor mağaradaki gibi !
Ayağa
kaldır
onu
!
VİCDÂNLA
iyi
geçin
!
Tohum ! Rahimde ‘Nûh’un gemisi’ gibi yüzer !
Tüm hayvânsal hırslarla yüklü
! Olarak gezer !
Demir
atıp ! ‘“Kırkıncı gün”’
batmaktan kurtulur !
Dokuz ay
‘“Onuncu gün
!”’ Arza ayak basar er !
* * *
Ölüye
! ‘Kırkıncı gün’ mevlit okunur
! Niçin ?
MUHAMMED gibi tekrâr ! Arza doğması için !
HAK
! RESÛL’e
bile der :‘“Bana güzel bir giriş
Ve çıkış
ver diyerek duâ et için için !”’
Kerbelânın
öcünü
! TÜRK EBU MÜSLİM
aldı
!
İki
mel’unun
adı
! TÜRK’e
hep
tabu
kaldı
!
Ebû Müslim’in
ÂLÎ soyundan atadığı,
İlk onu şehit etti ! Yâni o da çakaldı !
Demek, asalet RÛH’tur ! Soy sop ise cesettir !
Ceset
!
Kemik çengele asılmış kokmuş ettir !
Soy sop ile övünme ! Sedef, tek inci yapar !
Meryem’i bulamazsan ! Kendini hadım ettir !
RÛH bir
nefes
!
Can ise yumurta ve menidir !
ÂDEM :
ne Türk
!
Ne
Arap
! Ne
Rus
! Ne Ermenidir
!
‘“HAKK’ın
seçkin ırk
!”’
Diye övdüğü
Yahûdiler,
Kast sistemine âsî ! Hindistan göçmenidir !
Afrika bile geldi ! Ganimetçilere dar !
Cihâd
ordusu gitti ! Ta İspanyaya kadar !
‘Kâfirleri Müslüman yapmak terânesiyle !’
Hazîneyi
altınla doldurdu her iktidar !
Sonra cihâd ! Arap’tan Türk’ün eline geçti !
Her padişah ! ‘HAK dedi beni halîfe seçti !’
ALLAH’ın kullarını ! Kul etti kendisine !
Anadolu’nun kanı ile terini içti !
Anadolu’da çıktı ! Gerçek ulu sultanlar !
Dünyâ
ve Ahirete hükmeden komutanlar !
HACI
BEKTAŞ
!
FAZLULLAH
!
MEVLÂNÂ
! ATATÜRK
! Ve ....
Gizli kimliklerini ! Kâlb gözü açık anlar !
İslâm’a
karşı Papa
! Çaldı cihâd çanını
!!
Körükledi ! Kâfirin aptal heyecânını !
Haçlılar yenilince
!
Kurdu Engizisyonu
!
Haraç verenler bile
!
Zor
kurtardı canını
!
Baba ! Oğul ! Kutsal Rûh ! Alevden sacayaktı !
Şeytan
girmiş diyerek
!
Nice mâsûmu yaktı !
Yaktığının içinden ! Papa kendisi çıktı
Bu simsiyah marsığın
!
Sâde
takkesi aktı !
*
* *
Bu süreçte
!
İnsanın mayası parçalandı !
Unuttu ! Ezelde o HAKK’a verdiği andı !
‘“RABB’İNİZ DEĞİL MİYİM
?”’
Sorusuna, hep
‘“Evet”’
Demişti herkes ama ! Çoğunun ki yalandı !
Âyet
der :‘“Rûhtan
size
pek az
bilgi verildi !”’
Çünkü ! Halkın çok azı özüne duyar ilgi !
Bu
yüzden
! Yeminine
bağlı
kurtulmuş
insân,
Yetmiş üçte bir kadar ! Kalanı, siler silgi !
‘“Bölük pörçük olmayın”’ der iken Kur’anda RAB !
Mezheb ve tarîkatla ! Ettiler dîni harab !
Her Baba ! Dede ve şeyh ! Sor bak RESÛL’e çıkar !
Ya
bunlar Türk değildir ! Ya da Peygamber Arab !
İki keçisi olsa ! Birini dede alır !
Sonunda
! Alevî’nin belinde ipi kalır !
Şeyh veya hoca ise ! Ya kutubdur ya Mehdî !
Bu
zâtlar
semirdikçe
!
Dîne
güven
azalır
!
HAK’la
kul
arasında
!
Yokken
dînde
aracı,
Papaz ! İmâm sınıfı ! Toplar halktan haracı !
‘“ALLAH
şah
damarından
yakınım
sana”’derken !
Hâlâ kendi dışında ! Kıble seçmen ne acı !
‘“Konuşlandırılmıştır
! HAK
yol
üstünde şeytan !”’
Takîyye yapar yani İblîs denen militan !
Kâh dîn
adamı olur
o !
Kâh devlet adamı !
‘Vatan elden
gidiyor’
der
!
Elden gider vatan
!
RESÛL’e
‘“Kitabını
oku”’
dendi ! İbret al !
Kendi
özünü
bilmek
! Ermek
için
tek
kural
!
Cihâd
yap
!
Yâni
bencil her
sesi sustur
!
Sonra,
VİCDÂNDAN sesleneni
görüp mülke ol kral
!
Ey Şeyhülislâm olup dîni elinde tutan !
‘Kardeş
katli
Kur’an’a
uygun’
dedin
be
! Utan
!
Nizâmı
âlem için
!
Öz kardeşine kıyan,
Olur mu hadîsteki hiç mübârek komutan !
HAKK’a ortak simgesi demek ! KONSTANTİNİYE !
ALLAH oğlu ÎSÂ’ya ! Tapılmaktadır diye !
Kim
ki
gerçek
birlikle !
Zapt
eder
yanlış dini,
HAK
kutsallık
vasfını
! Ona
eder
hediye !
*
* *
Gerçek tevhîd ! O senin özdokundaki dîndir !
Saklı rûhunu çıkar ! Ortak koşmayı dindir !
Kâbe
de
MUHAMMED’in
yaptığı
gibi sen de,
İçinde ve dışında ! Her putu kırıp indir !
O vakit MEHDÎ çıkmış gibi ! Bir olur beşer !
Herkes
özünü
bulup
hayıra
dönüşür
şer
!
‘“Ol”’ diyenin dediği ! Hemence oluverir !
Rûhlar olur komutan
!
Ve canlar
mübârek er
!
Kalmaz sen ve ben farkı ! Kalkar bütün ihtilâf !
Ne doğum var
! Ne ölüm ! Çünkü
Arz ve ten şeffaf !
Vâris olunup yiten cennete ! Yâni Arza !
Onu yoğunlaştıran Âdem’i
! HAK eder af
!
‘ASRISAÂDET başlar !’ Bitip felâket demi !
‘“ERRAHMÂN
Arşa inip”’
kucaklar
!
Son Âdem’i !
O çağ ilerde değil ! Şimdi de bil mevcûddur !
Zaman ile mekânın dışına çık sen emi !
Uluğ
! Dîn
tarihine
çıplak
bir
mesaj
verdi
!
Tabuları yıkmanın üst noktasına erdi !
Evrensel
bütünlüğü
!
Tekrâr kurmak amacı !
HAK, İblîsi
bölücü değilken
! Çok severdi !
*
ANKARA – 1996
*
(x) Hz. MUHMAMMED MUSTAFA s.a.v. efendimiz, Veda Haccı dönüşünde
"Gadir-i hum" denilen yerde Cebrail a.s. getirdiği emir üzerine orada bulunan tüm
Müslümanlarla bir ahit (sözleşme) yapmıştır. Yaptığı bu ahit sonunda işaret parmağı
ki bu olaydan sonra 'şehadet' parmağı olarak anıla gelmiştir ! Hz.ÂLÎ'yanına alıp
işaret parmağını yukarı kaldırıp "Şahid ol Ya RABB'i" diye üç kere yüksek sesle
insânların duyacağı şekilde :
"Men küntü mevlâh ve Âlîyyün mevlâh !"
"Ben kimin mevlâsıysam ÂLÎ'de onun mevlâsıdır" zikretmiş ve orada bulunanlar
(Ebubekir, Osman, Ömer dahil) tüm sahabe ve ashab Hz.ÂLÎ'ye biat (kabul/tastik)
etmişlerdir !!!!! Sonra da, Hz. MUHAMMED MUSTAFA'nın misyonunu tamamlayıp
buradan HAKK'a yürümesiyle de Hz.ÂLÎ'ye sırt dönüp sözlerinde durmamışlardır !
Bu olay İslâm târihinde aynen bu şekilde kayıtlıdır ! Ama bu gerçek Emevi ahkâmınca
bugüne kadar hep örtüle gelmiştir !
*
Copyright © 2000-2004
www.ondokuz.gen.tr
Copyright © 2001-2004 www.ondokuzbiz.com
Copyright © 2001-2004 www.19muhammedali.com