“SEKÎNE’NİN MESAJI”
*
‘İnsân yedi basamak ! Merdiven çıkmak, Miraç !
Kendini bilmek için, kendine gözünü aç !
Tevrât
der: ‘“Yetmiş
ZÂT’a”’, ‘“Renkler
duyurdu sîna
!”’
Burda büyük bir sırr var ! Dikkat eden insâna !
Çünkü
renkleri
gördü değil de
! ‘“Duydu”’
diyor !
Yâni
her ses bir renge bak tekabül ediyor !
ALLAH
da der : ‘“Siz
benim rengime boyanınız !”’
Bana
‘“RAB”’
Ben
Güneş idim o gün ! Ve siz bir gök kuşağı !
Olmuştunuz pervâne gibi nûrun uşağı !
Kırmızı,Turunç,
Sarı, Yeşil,
Mâvi,
Çivit,
Mor
!
Do
,
Re,
Mi,
Fa,
Sol,
Lâ,
Si,
aynidir ! Bilene sor !
Mars,
Güneş,
Merkür, Zühal,
Jüpiter,
Venüs
ve Ay,
Bu
yedi ses ve rengi
üretir ! Müthiş
olay !
Her
biri, en yüce bir erenin
vücûdudur !
Her rûh onun Rûhundan
bir ışın ! Saygılı dur !
Çıkar iken Mîrâca RESÛL, bu sırra erdi !
Her gökte
o bir büyük Nebîye selâm verdi
!
Her
biri ışınlayıp rahimi,
bebek yapar !
Yedi işlem bitince,
Arz beden ile kapar
!
Uyanıkken, bu yedi rengi çıkarır vücûd !
Uykuda
, Mâvi,
Sarı,
Çivit , tende nâmevcûd !
Çünkü
bu üç renge denk RÛH,
bedeni terk eder !
Tende kalan dört
renkli hayvana HAK, ‘“İnsân”’ der !
Hayvân yatakta uyur ! Âdem’i öper peder !
Rûh
döner
! İnsân kalkıp ‘Ben bir rüyâ
gördüm’ der !
Uyandıkta , başlayıp çalışmaya beş duyu !
Dört renkliye,‘“Şimdi de der gözü açık uyu
!”’
Çivit,
üst bilincimiz ! Sarı ise ‘“SEKÎNE
!”’
Mâvi şeffaf bir zarfta, Arzın Rûhuna ine !
Yeşil, alt bilinç : Akıl ! Üst bilincin çengeli !
Beyin o ! Bilgi küpü ! Bilgeliğin engeli !
Rûh ne yaptı ? Uyanan akıl yorumlayamaz !
RESÛL'ün mîrâcını halktan anlayan çok az !
‘“Bakare”’
Kur’anda
ki en uzun sûre ! Niçin
?
SEKÎNE’nin
sırları
müthiş olduğu için !
SEKÎNE’ye ‘“Dirilten sarı inek”’ der âyet !
Bu bakareye âşık olursun ! Görsen şayet !
Işık içinde doğar
!
Tam tepesinden
başın !
Sağken dirilmek için, bu
‘“Hûri”’ye ulaşın
!
Sâf
ölen, üç gün sonra bir köprünün başında,
Bu
hârika
gelini görür
!
On dört yaşında !
Sorar, Ey ‘“Kömür gözlü”’
Peri misin ? Adın ne ?
Der:
‘Îsâ’yı doğuran, benim o Meryem Anne !’
‘HAK beşik kertmesiyle Venüs’e nikâhladı, !
Eşimin
Zekeriya oğlu YAHYA’dır
adı
!’
O,
RAHMÂN kılığıdır ! Olsun
diye Halk kail ,
HAKK’ın verdiği isim ona Gökte,
‘“MİKÂİL
!”’
Üst
ben binmeden “Ref
ref” denen
bu uçan ata,
Çıkamaz
Miraç yapmak için yedinci kata !
Eşim ve ben bir bütün, ayrılamaz ikiziz !
RÛH ikimizin adı ! Onu bulandır aziz !
Merkür’ün
ismi ‘Hermes
!’
Venüs’ün ki
‘Afrodit
!’
Yâni
ortak adımız olmuştur
‘Hermafrodit
!’
Bu
yüzden rûh, hem erkek ! Hem dişi bir kelime
!
RÛH, ‘bilinmez’
kalacak hep
!
Materyalist ilme !
‘Üst
ben’
soyut
akıldır bilin ki Sekînesiz !
Sâde
ben bilinci var ! Rûh demeyin ona siz !
Ona düşünce üstü veren
benim vizyonu !
Vahiy benden gelse de, küçümseme sen onu !
O olmadan bende, ben bilinci uyanamaz !
Birleşip
‘“BİZ”’
oluruz !
Bizedir
gerçek namaz !
Çünkü ‘“BİZİZ”’ öldükten sonra ki ölmez yüzün !
‘“Yüzünü ona çevir”’ diye emrolan özün !
Şimdiki
bu alt yüzün, o üst yüzün sahtesi !
Onu
bulmazsa, tersyüz olur ölüm ertesi !
İşte
bu, ‘“Çok
insânın bilmediği HANÎF DÎN
!”’
Toprak
yüzüne, ışık
yüzünü kıble
edin !
‘“Bu
yüz,
‘“Celâl ve ikrâm”’
sâhibi RABB’e âit !”’
RABB’in yüzünden başka bir yüze secde zâit !
Yoksa,
RAHMÂN’a
düşman
İblîs adı alırsın !
HAK yüzünü bulana dek ateşte kalırsın !
Doğrudan
ZÂT’tan gelen
yegâne
ışık benim !
Benim sesimle hitab eder hep halk edenim !
Elektrik,
Ses, Işık, Isı ! Zât’a
âit güç,
Benden
çıkar
! Kullanmak onu,
gelmez bana güç !
Memesinden
‘“Dört
ırmak”’
akan
bir‘“Bakareyim
!”’
Kirlenmediği
için ışık, hep
bâkîreyim
!
Bu
nedenle
‘Bâkîre burcudur’ benim evim !
‘İlk
Yedi’nin
‘Emriyim
!’ Emri infâz
edenim !
Ateş,
Hava, Su, Toprak, Bitki, Hayvân, İnsâna ,
Tırmanan
sâdece ben ! Bu tuhaf gelir sana !
Ben yerimde kalırım ! Onlara
gölgem yansır !
Sâhibinden habersiz gölge ! Bilinç büyük sır !
Vardığında
insâna gölgem, kendim inerim !
Omuriliğe
girip İpofize
binerim !
Çıkamayız, uyanık iken sen, dışarıya !
Vicdândan
konuşuruz !
Felciz yarı yarıya !
Kim
beyni teslim alıp çıkarsa bizim ile ,
Onun
yanında
güçsüz
kalır Cebrâil bile !
O da melek !‘“Her ismi bilen Âdem”’e
tapar !
Sâde, ‘hayât’
ismiyle ilgili işlem
yapar !
Bedenine dönen can, ne gördüyse anımsar !
Artık
açıktır çünkü ‘kâlb
gözü’
denen basar !
O vakit,
uyanıkken de çıkar üç üst
rengi !
Dört alt renge inerler ! Artık onun
yok dengi !
Böylece dört kez üç renk, toplam on iki eder !
Kitab
buna ‘“On
iki
havarî
ve imâm”’
der !
Bu yansımış
on
iki ve
de asıl yedi
renk !
Birleşerek ‘“ONDOKUZ”’
olup
yaratır ahenk !
On iki renk, yarımşar ve yedi renk, birer ses
‘“On
Dokuz
Zebânîyi”’ çıkarıp
der
‘Lâfı kes
!’
Artık ‘“Hiç
boş
lâf
etmez
!”’ Zîrâ ‘Zebân’
dil demek !
Ne emretse yaratır ! Hiç boşa
gitmez emek !
Artık
‘“Mağarada
ki
yedi
yatır”’ uyandı
!
Kendisi ‘“Köpek”’ oldu ! Sadâkat onun andı !
Yedi tane seste de yedişer perde mevcûd !
‘Kara delik
sesiyle’ toplam
‘Elli
ses’ vücûd !
‘“Kırk
altı günde taşla yaptığınız mâbedi
,
Yıkıp üç günde taşsız yaparım”’ Îsâ dedi !
Rahimde ‘Kırk
altı
çift’
kromozomdan oldun !
Bedenin MUHAMMED’dir
! Ona şükranla doldun !
‘“MUHAMMED âlemlere rahmettir”’ bu nedenle !
Her
zerrede o içli dışlıdır halk edenle !
Sonra
bu altı yönlü toprak Kâbe
içine,
Üçüz Rûh ÂLÎ girdi ! Ten bu nûrla geçine !
‘Bu ikiz’e içimden geliyor ‘“HAK”’ diyesi !
‘MUHAMMED
ÂLÎ’ benim mesajımın künyesi !’
M.H.ULUĞ
KIZILKEÇİLİ
ANKARA- 17.12.1996
*****************************
Not : 'SATÜRN' = ZÜHÂL gezegeni
*****************************
Copyright © 2000-2003
www.ondokuz.gen.tr
Copyright © 2001-2003 www.ondokuzbiz.com
Copyright © 2001-2003 www.19muhammedali.com